Yarının soğuk ve gri şafağı
Fikir üretim sürecini tamamlamak için geçmeniz gereken son bir etap
kaldı: Bu etaba, ‘Yarının soğuk ve gri şafağı' da diyebiliriz.
Bu etapta küçük, yeni doğmuş fikrinizi dışarıdaki gerçekler dünyasına
taşımalısınız. Ve bunu yaptığınızda göreceksiniz ki, fikriniz pek de, ilk
doğurduğunuzda gözünüze muhteşem görünen o küçük çocuk değilmiş.
Pek çok fikri o anki koşullara ve zaruretlere uydurmak sabırlı bir uğraş
ister. Fikirler bu tip koşullar ve zaruretler altında işlemek zorundadır. Ve
işte bu noktada pek çok fikir yitip gider. Fikir adamları, mesela mucitler,
genellikle işin bu kısmına uyum sağlayacak kadar sabırlı veya pratik
değillerdir. Ama fikirlerini günlük hayatın bir parçası haline getirmek
istiyorlarsa, bunun altından kalkılması gerekir.
Bu etapta her şeye göğüs gerip fikrinizi bağrınıza basmak gibi bir
hataya kapılmayın. Onu, makul insanların eleştirisine arz edin. Bunu
yaptığınızda şaşırtıcı bir şey gerçekleşecektir. İyi fikirlerin, kendi
kendilerine gelişiyormuş gibi bir niteliğe sahip olduğunu göreceksiniz.
İyi fikirler, onların farkına varanları, kendilerine eklemede bulunmaya
teşvik eder. Böylece, bu fikirler ile ilgili, sizin gözünüzden kaçan
olasılıklar da su yüzüne çıkmış olur. Öyleyse, fikirlerin üretim süreci ve
metodu tam olarak aşağıdaki gibidir:
İlk önce, ham materyal toplanır -hem o an üzerinde çalıştığınız
problemle ilgili materyaller hem de genel kültürünüzün sürekli
geliştirilmesiyle elde edilen materyaller…
İkinci olarak, zihninizde bu materyallerin üzerinden geçilir.
Üçüncü olarak kuluçka etabı gelir; bu etapta, sentez işi bilinç-dışı bir
mekanizmaya bırakılır.
Dördüncü olarak, Fikir'in asıl doğumu gerçekleşir -bu, “Evreka! İşte
buldum!” etabıdır.
Ve beşinci olarak da, fikrin pratik kullanımı için nihai bir rötuş ve
geliştirme işlemi uygulanır.
Pek çok fikri o anki
koşullara ve zaruretlere
uydurmak sabırlı bir uğraş ister. Fikirler bu tip koşullar ve zaruretler altında işlemek
zorundadır.
Ve işte bu noktada pek çok fikir
yitip gider.
kaldı: Bu etaba, ‘Yarının soğuk ve gri şafağı' da diyebiliriz.
Bu etapta küçük, yeni doğmuş fikrinizi dışarıdaki gerçekler dünyasına
taşımalısınız. Ve bunu yaptığınızda göreceksiniz ki, fikriniz pek de, ilk
doğurduğunuzda gözünüze muhteşem görünen o küçük çocuk değilmiş.
Pek çok fikri o anki koşullara ve zaruretlere uydurmak sabırlı bir uğraş
ister. Fikirler bu tip koşullar ve zaruretler altında işlemek zorundadır. Ve
işte bu noktada pek çok fikir yitip gider. Fikir adamları, mesela mucitler,
genellikle işin bu kısmına uyum sağlayacak kadar sabırlı veya pratik
değillerdir. Ama fikirlerini günlük hayatın bir parçası haline getirmek
istiyorlarsa, bunun altından kalkılması gerekir.
Bu etapta her şeye göğüs gerip fikrinizi bağrınıza basmak gibi bir
hataya kapılmayın. Onu, makul insanların eleştirisine arz edin. Bunu
yaptığınızda şaşırtıcı bir şey gerçekleşecektir. İyi fikirlerin, kendi
kendilerine gelişiyormuş gibi bir niteliğe sahip olduğunu göreceksiniz.
İyi fikirler, onların farkına varanları, kendilerine eklemede bulunmaya
teşvik eder. Böylece, bu fikirler ile ilgili, sizin gözünüzden kaçan
olasılıklar da su yüzüne çıkmış olur. Öyleyse, fikirlerin üretim süreci ve
metodu tam olarak aşağıdaki gibidir:
İlk önce, ham materyal toplanır -hem o an üzerinde çalıştığınız
problemle ilgili materyaller hem de genel kültürünüzün sürekli
geliştirilmesiyle elde edilen materyaller…
İkinci olarak, zihninizde bu materyallerin üzerinden geçilir.
Üçüncü olarak kuluçka etabı gelir; bu etapta, sentez işi bilinç-dışı bir
mekanizmaya bırakılır.
Dördüncü olarak, Fikir'in asıl doğumu gerçekleşir -bu, “Evreka! İşte
buldum!” etabıdır.
Ve beşinci olarak da, fikrin pratik kullanımı için nihai bir rötuş ve
geliştirme işlemi uygulanır.
Pek çok fikri o anki
koşullara ve zaruretlere
uydurmak sabırlı bir uğraş ister. Fikirler bu tip koşullar ve zaruretler altında işlemek
zorundadır.
Ve işte bu noktada pek çok fikir
yitip gider.
0 yorum:
Yorum Gönder